GENÇ HAYAT DERGİSİ - SAYI: 07 (ARALIK 2018)

4 Yol Uzun Sabret! B ir yaz sabahı, henüz güneş doğmadan, iki genç çocuk, Ömer ile Tahir, ağır yükler ile şehre gitmek üzere köyü terk ediyorlardı. Gece yağan yağmurdan nemlenen yeşillikler üzerinde birbiriyle latife ederek, gülerek ilerliyorlardı. Güneş, bütün güzelliğiyle yavaş yavaş yükselmeye başladı. Kuşlar daldan dala uçuşup konarak cıvıldaşıyor; çayırların arasında saklambaç oynayan çayır kuşları, minik minik kanatlarını çırparak bu temmuz sabahını selamlıyorlardı. Bir müddet sonra güneş her tarafı yakmaya başladı. Kuşlar yaprakların altına iltica ettiler. Ömer gülerek yoluna devam ediyor, fakat zavallı Tahir, yükünün ağırlığından ve güneşin sıcaklığından şikâyet ediyordu. Ömer, bu sözlere alınmadan dinledikten sonra kendine has bir kahkaha ile cevap veriyordu. Şehrin yolu hâlâ görünmüyordu… Biraz daha yürüdükten sonra ağaçsız bir yola geldiler ki güneş burayı tamamıyla kavuruyor, toprağı ateş haline getiriyordu. İki arkadaş, bu geniş yola geldikleri zaman Tahir tamamen muzdarip ve şikâyetçi bir halde söylenmeye başladı: - Artık gidemeyeceğim. Kâbil değil; yük ağır, güneş yakıyor, su yok… Artık bıktım, usandım. Y a s i n O d a b a ş ı Değerli Tavsiye Beklemek manasına gelen sabır, güzel bir kavramdır. Ancak daima sıhhat ve afiyet istemek sabırdan daha güzeldir. Zira herkes sabredemeyebilir.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=