GENÇ HAYAT DERGİSİ - SAYI: 23 (NİSAN 2020)

14 Cirit “Hay hay.” der Nasreddin Hoca, “Ne demek gelirim elbet.” “Var mı efendim, bir şeye ihtiyacınız ya da yardıma?” “Sağ ol, sen gidedur, ben de hazırlıklar için varayım dama.” Damın bir köşesinde semiz mi semiz, durur uslu uslu koca bir öküz. Muhterem Hoca, danasına pek güvenir. Hayal ettikçe koşusunu çok sevinir: “Hey gidi koca pehlivan, şanına bugün katacaksın şan.” Eyerleyip biner üzerine. Geç kalsa da biraz, varır cirit yerine. O da ne! Hoca’yı o halde görenler gülüşür. Anlam veremeyenler, Hoca’nın başına üşüşür: “Neden öküze bindiniz muhterem efendimiz? Bu öküz nasıl koşsun, koşamaz, âlî-şanımız.” “Siz merak etmeyin dostlarım, durun. Ben yavruluğunu bilirim bunun. Bir koşmaya başlasın kerata, pabuç bırakmaz hiçbir ata.” ençlik, mühim bir zaman, önemli çağdır. Toprağı bereketli, verimli bağdır. Fakat “Öyle çabuk, öyle çabuk geçer ki hiç bilinmez kıymeti. Yaş üstüne yaş geldikçe anlaşılır hikmeti.” Velhasıl, gençliği dolu dolu yaşamak gerek. Bunun için de çok çalışıp verilmelidir emek. İlme, irfana, taat ve duaya… Haydi, koyulalım beraber çalışmaya. İçimizde bir enerji, vakit bu vakit. Yaşlanınca kalmaz, tükenir yakıt. Koşmak isteriz de sonra koşamayız. Küçük bir tepe, dağ olur önümüzde aşamayız. Ne yaptıksa yaptık gençlikte. Sonrasında yaptıklarımız olmaz o tazelikte. Ve güzellikte. Geçmiş deryasına söz kayığıyla açılalım. Dediklerimizin başını bir latifeyle bağlayalım: Bir bey, cirit oynamak için Hoca’yı da eder davet. G Şenol Genç

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=