GENÇ HAYAT DERGİSİ - SAYI: 11 (NİSAN 2019)

4 Bir Tutam Ekmek Hazinesi G üneşin kavurucu sıcaklığına rağmen ılık ılık esen rüzgâr, bunaltıcı havayı bir nebze olsun ferahlatıyordu. Temmuz ayının sıcak gününde denize açılan Ahmet ile Hasan ismindeki iki kardeş, farklı diyarlar keşfederek yeni bir hayata yelken açıyorlardı. Bu iki kardeş büyük denizleri aştılar. Onlar şimdi dünyanın buralardan pek uzak bir toprağında para kazanmaya ve mesut olmaya çalışıyorlardı. Yalnız Hasan’ın her zaman hayallerini süsleyen bir gayesi vardı. Küp küp altınlara sahip olmak… Vasıl oldukları şirin bir kasabada Ahmet, ekilmemiş üç dönüm tarla aldı. Hasan ise zengin olmak istediği için yoluna devam etti. Dağların arasında, dere kenarlarındaki kumluklarda altın rezervlerini aramaya başladı. Ahmet tarlasını ekmiş, güzel mahsul almış, toprağını biçmiş ve yaptırdığı küçük evinde mutlu mesut yaşıyordu. Hasan her ne kadar dağ arasında altın zerrelerinden bulmaya muvaffak oluyorsa da kendisini beslemek için ağaç yaprakları ve ağaç kabukları yiyordu. Hasan’ın sefalet i pek acıklıydı. Üstü başı kirlenmiş, elbiseleri yıpranmış, yorgunluktan benzi sararmış ve solmuştu. Onun bu halini gören taaccüp ediyor ve hemen yanından uzaklaşıyordu. Nihayet bir gün Hasan, kardeşi Ahmet’in evine geldi: - Bak Ahmet, talihim beni ne kadar zengin yaptı. Bütün bu altınlar şimdi benimdir. Y a s i n O d a b a ş ı

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=