GENÇ HAYAT DERGİSİ - SAYI: 11 (NİSAN 2019)

3 Said Ünalan Dediklerim katiyen doğrudur! Asıl sen fikrini değiştirmekle büyük bir hataya düşmüş oldun. Ne diyorsun sen! Bilmediğin için böyle konuşuyorsun, cahilsin. Ben biliyorum, senin bilmediğin her şeyi de biliyorum(!) Bilmesem ısrar etmem! Bırak şu beylik laflarını! Sen burada kurt gibi sürünürken rahlelerin arasında, hayal edemeyeceğin yerlere geldim ben. Karın doyurmuyor bu laflar. Bir bana bak, bir de şu vaziyetine! Mesele çok basit çok! Fikrimin yoldaşı olacaksın; karnın da doyacak cebin de. Her şeyi bildiğinize göre şunu da bilmeniz gerekmez miydi? “Her şeyi bildiğini zanneden ya hastadır ya cahil!” Siz istediğiniz yere geldiniz, ben olunması gereken yere. İnsan bilmeli haddini. Bilmezse haddini, ne kadar yükseğe çıksa da küçültür kendini. Görüyorum ki, beyniniz işgal altında. Fikriniz sizin köleniz olsa idi ne ala; ama siz fikrinizin kölesi olmuşsunuz, ne bela! Bu hastalığa yakalanan olurmuş âmâ. Yazık, görünen o ki zat-ı âliniz sadece kafa taşıyor. Ben kafayla beraber kalp de taşıyorum. Kötü fikirleriniz boynunuza urgan geçirip sizi o tarafa sürüklerken, ben kalbimin bağlandığı yöne gidiyorum. Aramızdaki fark, işte bu! Bırakınız, kafamın içini boşaltmaktansa karnım boş gezmek saadetlerin en büyüğü, en güzeli, en tatlısıdır. Ne diyelim efendim, siz de haklısınız(!) “Akıllar pazarda satılığa çıkarılmış da herkes kendi aklını satın almış.” Sizin aklınız o, benim aklım da bu! Her şey ortada. Ben aklımı kullandım nerelere geldim. Sen… Kitaplardan fayda bekleyen bir cahil! Bu mudur akıllılık?

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=