GENÇ HAYAT DERGİSİ - SAYI: 08 (OCAK 2019)

15 Bir fosforlu kalem yetmiyor bana Sahibini Bilmek Gönüllerin sultanına ulaşmak için kalbe yönelmek gerek erenler. Her kalbe bir damga vurulmuştur zira. Ve her damga, sahibini özler. Her “sahip”te koruyucu vasfı yoktur erenler. Sahibiniz kim ya sizin? Sahibini bilince, bilirsin kendini. Madem boş laf edeceksin. Bari sadece sözde bırak a efendi. Ne diye bir de yazıya geçirir, kâğıdı murdar edersin! (Sükût İşçisi, Ahmed Pak, İnsan ve Hayat Kitaplığı) Altı Çizili Cümleler “İnsan hakkında pek çok tarif mümkün. Ama biz bir cihetle söyleyelim: İnsan hikayedir.” “Hikayeyi bir türlü yazarsın, tarih olur. Bir türlü anlatırsın; destan olur, efsane olur. İbret ile süslersin, kıssa olur. Başından geçeni anlatırsın, hatıra olur. Harikulade halleri anlatırsın, masal olur. Nazm’olur, nesr’olur. Âdem evladı, hikayenin hudutlarında bulunur.” “Görünen her sevgi, huzuru celbetmez zira. Ve her huzur, rabbânî lezzete erdirmez. Her lezzet şifa vermez kalp ağrılarına.” “Susuyorum. Susmak usulüm benim. Sükûtun kudret olduğunu biliyorum.” “Obanın beyleri taş kuyudan çıkana dek, halka olur susarlardı. Susarlardı ki sözün kıymeti bilinsin.” “Susmak, sözün özüydü. Toplantıda konuşulacak ne var ise sükût faslında demini alırdı.” “Yine sarayın bahçesinde hanım talebeler için Mekteb-i İstikbal deyu tesmiye olunan bir medrese daha vardır ki buranın talimi ve terbiyesi daha ağırdır. Değil mi ki memleketin istikbalini tanzim edecek bütün yiğitler, evvela bir ananın rahlesinde pişecektir. O halde hanımların eğitimi de ağır olmalıdır.” “Ergenlerin bataklık kıvamındaki sevgisiyle değil, erenlerin gönül kıvancıyla severdik.” “Mert adama makam mı verilirdi? Onu, ne bir makamın koltuğunda dinlendirdiler ne de bir ikbalin serinliğinde selamet verdiler. Öylece bıraktılar, işini yaptı Selim Hoca.” “Susmak deyince ‘boş durmak’ anlar şimdiki dimağlar. Yok, öyle değil.” “Susmak gerek. Zira söz, sükûtun hamıdır.” “Kalem susar görmez misin? Ama en kalıcı söz de ondan çıkar.” “Sükût sözden özdü. İşin özü sükûttu.”