GENÇ HAYAT DERGİSİ - SAYI: 08 (OCAK 2019)

İZBE “Kuytu, harap, ıssız mahal” manasındadır. Slavcadan lisanımıza geçmiştir. Asıl manası “çalı çırpıdan yapılmış kulübe”dir. İZİN İznin sadece “ruhsat” manası bilinir. Arapçada manası “Bilmek, bildirmek ve ruhsat vermek”tir. İstimâ, yani “Kulak verme, dinlemek, dinleyip kabul etmek” de “izin”e dahildir. Ezan da aynı kökten gelir. Dinleyip kabul etmeyi icap eder. KALBUR Arapça “gırbal”den dilimize geçmiştir. Hububatı içinden geçirerek toz, toprak ve samanı birbirinden ayıran elekten büyük alettir. Burundaki kemiğe de kalbur kemiği denir. Arapçası azm-i gırbâlidir. SÜTLAÇ Süt ile pirincin terkibi olan tatlıdır, “sütlü aş”tan galattır. Aş ise “yemek, taam” demektir. SUVARMAK “Hayvanlara su içirmek” veya “araziye su salıvermek” demek olan bu kelimenin doğrusu, su vermektir. Sulamak diyenler de vardır. Klİşelerİ Yıkıyoruz! Bizi 80 Milyon, Bütün Türkiye İzliyor Seyirci, izleyici bir toplum haline gelenlerin medyatik cümlesidir. “Bizi 80 milyon, bütün Türkiye izliyor.” Ama kaç kişi dinliyor? Yaptığı iş yanlış bile olsa meşruiyetini/ geçerliliğini artırmak için söylenir. Sanki herkes işi gücü bırakmış ekran başında onları mı izliyor? Farz edelim 80 milyon kişi izlese de ne yapacak. Ekranın içine girip, yardım mı edecek? Klişeni yıkacak bir cümleden haberin olsun. “Hazreti Allah kara gecede kara taşın üzerinde kara karıncanın yürüdüğünü görür ve ayak sesini işitir.” Ekran delisi olmaya gerek yok. Bir şeyin doğruluğu kaç kişinin izlediği ile ölçülmüyor. Kemiyet/sayısal üstünlük de yanlışı doğruya çevirmiyor. Bütün dünya izlese ne ki, sadece seyirci kalıp, vaktini harcar. BİLDİĞİN GİBİ DEĞİL! 14

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=