GENÇ HAYAT DERGİSİ - SAYI: 25 (HAZİRAN 2020)

4 Değerli Tavsiye Ne kadar çok ilim elde edersen et, onu kullanmadıktan sonra hiçbir işe yaramaz. İlmiyle amel etmeyen kimse, epeyce kitap yüklenmiş hamal gibidir. R usya’da Ufa vilayetine tâbî Güngör isimli küçük bir şehirde saatçilik yapan Hamdullah oğlu Şeyhullah Efendi adında bir Türk’ün gayet sanatlı bir saat icat ettiğini, Ufa’da çıkan Durmuş Gazetesi yazıyor ve şu tafsilat ı veriyor: “Bu sanatlı saatin boyu üç, eni üç çeyrek arşın dır. Duvara dayalı olduğu halde yerde durmaktadır. İki zincirli tokmakla çalışan bu saat, her gün duvar takvimi gibi seneyi, ayı ve günü bildiriyor. Aynı zamanda her gün yazılı bir levha gösteriyor. Bayramları tebrik ediyor, mevlid-i şerifte vaktimi tayin ederek ‘Mevlid meclisine teşrif buyurunuz!’ gibi davetnameler gösteriyor. Bu saatin zincirleri haftada bir kere çekiliyor. Çaldığı her 15 dakikada, biraz yavaş, 30 ve 45 dakikada daha farklı bir ses çıkardığı gibi, tam saatte gayet hızlı çalmaktadır. Gece saat 10’dan sonra, 15 ve 45 dakikada bir çalıyor. Ancak yarım saatte çok hafif, tam saatte biraz hızlıca çalıyor. Bunun sebebi de uyuyanları rahatsız etmemek içinmiş. Sabaha karşı saat 05:30’da kendine has, oldukça şiddetli bir sesle altı defa çalıyor ve derhal ayını, gününü ve levhasını değiştiriyor. Bununla beraber saati işleten sadece iki zincirdir. Senede bir defa ‘Kulağını bük’ diye bir levha görünüyor. Çünkü saatin üst tarafında olan bir vida bükülünce, yukarı taraftan açılan Bilmediğini Öğrenmeye Çalış Y a s i n O d a b a ş ı

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=