GENÇ HAYAT DERGİSİ - SAYI: 23 (NİSAN 2020)

2 Çok Gezen mİ Çok Okuyan mı Bİlİr? Çok gezen mi bilir, çok okuyan mı? Soruyu bir leylek ve kaplumbağaya sorsak ne derdi? Ya da o meşhur kaplumbağa ile tavşan yarışına döner miydi iş? Sen sen ol asla tavşan ile kaplumbağaları yarıştırma, yoksa tavşanlar, onun hızına bakıp tembelliğe kapılabilir. Mesela mevsimlere “Niçin kışın geceler, yazın gündüzler uzun olur?” diye soralım. “Yazın bol bol gezmek, kışın çok çok okumak için!” cevabı verilir. Dünyanın en uzun yolculuklarını, kuşlardan her yıl yarım küreler arası seyahat eden leylekler, 8.000 metre yüksek uçuş ile irtifa rekortmeni kazlar ve kanat uzunluğu 4 metreye varan albatroslar yapar. En çok onlar gezerken acaba en çok da onlar mı biliyor? Tavuklar aleminden bir atasözüne yer açalım; “Çok gezen tavuk, ayağında pislik getirir.” Ayaklar mühimdir. Zira, akılsız gezmenin (başın) cezasını ayaklar çeker. “Yatan aslandan gezen tilki yeğdir.” Ancak tilki de her yerde gezemez. Gammaz olmasa pazarda da gezerdi. Kimle gezdiğimiz daha mühimdir. “Topalla gezen aksamak öğrenir.” Her kuş kendi sürüsüyle uçar. “Akbaba ile gezen leşe, bülbül ile gezen güle gider.” “Çemende gezmek ile zağ, andelib olmaz.” Yani karga, her ne kadar gül bahçesinde gezse de ötse de bir bülbül olamaz. İlim de bir yolculuktur, seyahattir. İnsan ve hayat, bilmek için vardır. Bilmenin sınırı, beşikten mezara kadardır; yediden yetmişe değil. İlim yolculuğu; hem gezmeyi hem de okumayı birleştirir. Neticeye gelirsek: Birinci cevap tarafgirlik göstermez; yaşayan daha iyi bilir. Bu, bilginin amel edilmiş halidir. İkincisi daha nettir: Çok gezen bilir; ancak bu da bir kitapta yazılıdır. Üçüncüsü edebîdir: Gezdim Urum ile Şam’ı eyledim ilmi talep Meğer ilim en geride imiş illa edep illa edep... Klişenin Çözümü Sadece görmek, yemek, eğlenmek için değil; asıl ilmi talep için yola çık. RÜZGAR “Zaman, vakit” manasına Farsçada kullanılır. Türkçede “yel, hava” manasında farklılaşmıştır. Rûz, gün demektir. Dünyanın dönüşü ile beraber her seher vaktinde hava; tazelenir, yenilenir. Bunun neticesinde zaman da kendini yenilemiş olur. Zira rüzgarlara mevsime göre farklı isimler verilmesi, onun belli zamanlarda estiğini gösterir. Zaman için, rüzgar gibi geçti, cümlesi bu açıdan uygunluk arz eder.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=