GENÇ HAYAT DERGİSİ - SAYI: 19 (ARALIK 2019)

Said Ünalan Himmet-i Huda, belli mi olur, sultanımız kasidemize icabet eder, gelir. Gelmese de bir ihsanda bulunur en azından. Evet, bitince fabrika ya da egzoz dumanının içine koyup kendilerine sunacağım. Yok yok, olur mu öyle şey? Dinle bak: Ey nur yüzlü şahım, gel artık akın akın, Söyle, hangi gün sana, hangi günden yakın. Bekleyelim o günü yollara dökülerek, Tüm katı kalplere düş ve erit, eriyerek. Kaside mi? Vay vay vay! Hadi sundun diyelim, sonra? Anlıyorum seni, evet. Sen yaz, ben seni rahatsız etmeyeyim. Dumanla göndereceksin ya dilinle iyice ıslatmayı unutma sakın! İyice yapışsın. O kadar uğraşıyorsun, düşer müşer, yazdığın şey boşa gider. Haa, dilimle ıslatayım derken, dumanı yutayım deme, maazallah… Kafa bulma benimle! Kaside yazıyorum Kara. Gelsin tane tane, ufak ufak, Gelsin, beklenmekte olan artık! Gelsin ve örtsün, Ah, örtsün tüm kirlerimizi. Ne yapıyorsun sen? 3

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=