GENÇ HAYAT DERGİSİ - SAYI: 04 (EYLÜL 2018)

Güneş, deodorant, karpuz-peynir, deniz, dondurma; elveda. Yaz, günlerden pazardır. Sonbahar, pazartesi. Bir de şu uyarıyı yapalım: Her yerde “Eylül’de toparlandı” gitti… diye başlayan cümleleri görebilirsiniz. Ama artık suyu çıktı be kardeşim. Otobüslerde, uçaklarda yahut iş yerinde insanların en çok hayale daldığı mevsimdir. Her sonbaharda yaprakların sararıp dökülmesi neyi hatırlatır? Ömrün senelerinin yavaş yavaş eksilmesini mi? Ölümü düşünmektir. Ölümü düşünmemektir. Islak mazeretler yalnızca yapraklara mı değer? Peki ya tenime, hislerime temas edenler? Huzurlu bir sessizlik, hüzünlü bir düş gibi… Ağaç altında, deniz kıyısında, yağan yağmurda, kaybolan hayallerin ortasında çay içmenin en tatlı, huzur verici olduğu mevsim. Sonbaharın en güzel yanı, her an her şeyin olabilme ihtimalidir. Güneş açarken bir anda yağmur yağabilir. Terlerken üşüyebilirsiniz. Mutluyken, hüzünlenebilirsiniz; hayat gibi. Yeni şeyler yaşamanın değil de yaşanmışlıkları kavramanın, anlamlandırmanın vaktidir. Bir nevi muhasebe mevsimidir. Dikkat edin şair olabilirsiniz! İçinde bahar olan daha hüzünlü bir kelime yoktur muhtemelen. Yağmur, şemsiye, ıhlamur, nane- limon, selpak; merhaba. Hacı Bayram Nebioğlu 3

RkJQdWJsaXNoZXIy NTY0MzU=